İstanbul’u Bekleyen Büyük Tehlike Gözümüzün Önünde
4 mins read

İstanbul’u Bekleyen Büyük Tehlike Gözümüzün Önünde

Kahramanmaraş başta olmak üzere 11 ili etkileyen 6 Şubat depremlerinin yıl dönümünde İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Jeofizik Mühendisliği bölümünde panel düzenlendi.

“ÖNEMLİ OLAN AYNI HATALARI TEKRARLAMAMAK”

Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Eşref Yalçınkaya, depremlerden yeterince ders alınmadığının altını çizerek, “Bu konuda çok başarılı olduğumuz söylenemez tabii ki. Deprem konusunda çok ciddi sorunları olan bir ülkeyiz. Zaman zaman bu konuda gelişmeler göstersek de bunların bir süreklilik taşıması önem arz ediyor. Biz genellikle felaketler durumunda bir hazırlık içine giriyoruz fakat daha sonra bunları unuttuğumuz oluyor. Dolayısıyla bunların bir süreç olduğunu, sürekli tekrarlanması gerektiğini, bunların her kuşağa aktarılması gerektiği konusunda bir program oluşturmalıyız. Bu sadece belli dönemlerde değil, tüm dönemlere yansıyan bir hazırlık içinde olmamızı gerektiriyor. Bazı ülkeler bunu yapabiliyor, biz de yapabiliriz. Bu ciddi tehlike karşısında kendi imkanlarımızı kullanarak biz de gelişmeler gösterebiliriz. Önemli olan geriye dönmemek ya da aynı hataları tekrarlamamak.”

“YETERİ KADAR YOL ALMADIK”

Öncelikle toplumun bu baskıyı oluşturması sonra da buna yetkili kişilerin hazırlıklı hale gelmesiyle başlayacak. Eminim ki bu süreçte yol almaya çalışacağız; ama şu anda yeterli yol aldığımızı söyleyemem” diye konuştu.

“TEHLİKE GÖZÜMÜZÜN ÖNÜNDE”

“Geçmiş depremleri konuşurken bir yandan da İstanbul depremi için çalışmaları hızlandırmalıyız” diyen Yalçınkaya, “İstanbul depremi bizim için çok önemli. Dolayısıyla bilimsel çalışmalar bu konuda önemli aşamalar kaydetti ve tehlikeyi büyük oranda önümüze sermiş durumda. Bu tehlikeye uygun adımlar atmamız gerekiyor.”

“İSTANBUL’UN TAŞIDIĞI BİNA STOKU ÇOK RİSKLİ”

“Ne yapmamız gerek? Riski düşürmemiz lazım. Risk nedir? İstanbul’un taşıdığı bina stokudur, insanların eğitimidir ya da kritik öneme sahip olan noktaların iyileştirilmesidir. Dolayısıyla bu tehlike karşısında atılması gereken adımların büyük çoğunluğunu toplumsal birliktelik oluşturuyor, ekonomik güç oluşturuyor. Dolayısıyla bunlar üzerinde düşünmeliyiz. Nasıl bir ekonomik süreç tanımlayacağız ki biz bunları zaman içinde iyileştirmeye devam edelim ve bunlardan sonuç alabilelim. Ne yazık ki bu süreci çok iyi yönetemediğimiz konusunda bazı şüphelerimiz var. Niye? Kesintiye uğruyor. Bunların kesintiye uğramaması için bu planların tüm iktidarlara, tüm siyasilere, toplum kuruluşlarına, sosyal iletişime sahip insanların taşıması gereken bazı süreçler var. Bu konuda adımlar atmalıyız. Bunların bir süreç olduğunu bilmeliyiz ve bu süreci adım adım ilerleyecek bir hale sokmalıyız” ifadelerini kullandı.

“DEPREM ÇALIŞMALARI BİR SÜRE SONRA UNUTULUYOR”

Prof. Dr. Yalçınkaya “En büyük önceliğimiz bizim yaşam alanlarımızı depreme dayanıklı, depreme dirençli alanlar haline getirmeye çalışmamız gerekir. Bunun ilk önceliği tabii ki toplumun talebiyle oluşur. Fakat toplumun talebinin ekonomik koşullarla birebir gittiğini de söylemekte fayda var. Dolayısıyla insanların bu konuda adım atabilmesi için önceliğinin deprem olması ya da bunun vereceği zararı doğru görmesiyle ortaya çıkacağını düşünüyorum. Deprem olduğunda çalışmalarda bir hızlanma ortaya çıkıyor. Fakat bir süre sonra bunların unutulduğu çok açık gözüküyor. Bunların bir süreç olduğunu hepimiz bilmemiz lazım. Dolayısıyla bu süreci en başarılı şekilde götürebilmek için planlarımızı daha uygun geliştirmemiz lazım ve kesintiye uğratmamamız lazım” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir