CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP’ye katılan eski İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Sevinç Atabay’a rozet taktı. Özel, yeni üye kampanyası kapsamında üye olan üçüz kardeşler Ayşegül, Enes ve Eren Kılıç’a da rozet taktı. Özel, 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’nın Taksim Meydanı’nda kutlanması için yaptığı çağrıyı yineleyerek, “Dün Sayın İçişleri Bakanını aradım. Bu konudaki talebimi ilettim, iş birliği teklif ettim. Kendisi bana görevi gereği birtakım mahsurları, birtakım istihbaratları, birtakım yasa dışı örgütlerin yapmış olduğu çağrıları da gerekçelendirerek buna izin vermeyeceklerini tekrar etti. İletişime açık olumlu bir yaklaşım içindeydi. Ama sonuçta bir yasaklama vardı. O, ona ‘kısıtlama’ diyordu. Esasen Taksim, Gezi Parkı birileri tarafından kendi egemenlik sancaklarıymış da oraya toplum giderse egemenliklerini, iktidarlarını kaybedeceklerini sanıyorlar. Oysa siz bir yasaklamayla egemenlik korumaya başladıysanız zaten orada artık egemenlikten, muktedirlikten, iktidardan bahsedilemez. Baskıyla, güçle tesis edilen iktidarlar eninde sonunda kaybetmeye mahkumdur. İktidarın güçlüsü rızayla tesis edilendir, gönülle tesis edilendir, demokrasiyle korunandır. Demokrasi de gösterinin, protestonun özgürce yapıldığı, anayasal sınırlar içinde davranıldıkça da izne dahi ihtiyaç duyulmadığı işlerdir. Ülkeyi yöneten akıl bu özgüvenden de bu demokrasi anlayışından da mahrum. Bütün uyarılarımıza rağmen olmadı. Bu sabah Sayın İçişleri Bakanıyla bir görüşme daha yaptık. Benim önerimi, talebimi yerine getiremeyeceklerini söylediler. Biz de bunun doğru olmadığını söyledik. Hala geç değil, çağrımı yineliyorum” diye konuştu.
‘ANAYASALAR ELBİSE GİBİDİRLER’
Özel, Anayasa tartışması olduğunu ve TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’un ziyaretine geldiğini hatırlatarak, “Anayasalar toplumu kuşatırlar, elbise gibidirler. Özelliği; hemen herkesin üzerine uymasıdır. Durdukça değer kazanırlar. Anayasalar her doğan için yapılır, Erdoğan için anayasa yapılmaz. Giymeyeceğimiz bir elbise alır mıyız? Anayasa demokrasinin elbisesiyse sen mevcut olana uymuyorsan yenisini alsan ne olur eskini alsan ne olur? Herkes beğendiği maddeye uyar, beğenmediğine uymazsa ortada anayasa kalmaz. Yenisi yapılana kadar eskisine uymak her vatandaşın görevidir” diye konuştu.
‘ELBETTE MÜZAKERE EDECEĞİZ’
Özel, AYM kararlarının bağlayıcı olduğunun altını çizerek, “AYM, yürütmeye ‘Taksim’i yasaklayamazsın’ diyor. AYM üyelerini ben atamadım, sen atadın. Bu karara bugün uymayan birisi, bu anayasaya uymayan birisi, yarın kendisiyle görüşeceğiz. Elbette müzakere edeceğiz, pozitif gündemleri konuşacağız; ama iş anayasaya gelince, mevcut anayasaya uyulmasını beklemek kadar doğal bir şey yoktur. Taksim kararı ortadır. Taksim’i kapatmak anayasa tanımamaktır. Can Atalay kararı ortadadır, Can Atalay’ı bırakmamak anayasayı tanımamaktır. Gezi tutuklularının her birinin hakkında verilmiş hak ihlali kararları vardır, onları Bakırköy’de, Silivri’de tutmak, anayasa tanımamaktır. AYM kararlarını uygulamamak, ittifak ortağınızın ‘Anayasa Mahkemesi kapatılsın’ söylemlerine sessiz kalmak anayasa tanımamaktır. O yüzden ben siyasetin el sıkışmasını hep savundum. Siyasiler el sıkışmazsa demokrasi düşmanları ellerini ovuşturmaya başlarlar. Müzakere başka bir şeydir, iletişim başka bir şeydir, aynı fikirde olmak başka bir şeydir. Anayasa’ya yemin etmiş bizlerin, Anayasa’ya sadakate yemin etmiş bizlerin birbirine yeminine sadık kalmasını hatırlatmak da her birimizin görevidir” ifadelerini kullandı.
‘BU MÜFREDATI REDDERİYORUZ’
Özel, Milli Eğitim Bakanlığı’nın hazırladığı müfredat ile ilgili, “Bu müfredatı reddediyoruz. Bir oldubitti bir müfredat yapılması son derece sakıncalıdır. Çağdaş, laik eğitimden uzaklaşınca eğitim olmaz. Bu konuda bir kez daha yetkilileri uyarıyorum, Milli Eğitim Bakanını uyarmıyorum, çünkü onun en zayıf olduğu konu okuduğunu ve duyduğunu anlama. O dersten başta kalmış zaten. Milli Eğitim Bakanlığı’nda 85 bin ücretli öğretmen çalıştırıyor. Diğer taraftan 85 bin öğretmen atama bekliyor, atamalarını yapmıyor. Sayın Erdoğan söz verdi, seçimden önce; ‘mülakat kaldıracak’ deniliyor, kaldırmıyorlar. Siz seçimde mülakatı kaldıracağız diye oy aldınız. Şimdi mülakatı kaldırmamak seçmeni kandırmanın itirafından başka bir şey değildir. Bundan 22-23 yıl önce rahmetli Ecevit’e ’68 bin atanmamış öğretmen var, niye atamıyorsun. Atamayacaksan niye okutuyorsun’ diyen Erdoğan, bugün itibarıyla 1 milyon öğretmeni okutmuş ve atamamıştır. Rahmetlinin manevi huzurunda o hesabı şimdi size soruyoruz; madem atamayacaksınız niye okuttunuz kardeşim” dedi.